Avrupa’ya benzemek, onların elde ettiği sonuçlardan yararlanmak, birçok ülkede bir ideal, bir ülkü olarak kabul edildi ve devrimler gerçekleştirildi. Artık çağ denilince Avrupa akla geliyor ve çağı geçmek fikri, Avrupa’yı geride bırakmak anlamına geliyordu. Böyle duygular ve düşünceler, yüzyılda ilk verimini Japonya’da ve Türkiye’de gösterdi.Türkiye’deki yenilikçi akım ve vatanın düşman çizmelerinden kurtuluşu, bütün doğu dünyasına uyandırıcı, uyarıcı etkiler yapmış ve doğunun birçok şöhretli aydınları, Türkiye’yi kendi ülkelerine ulaşılması gereken bir ideal olarak sundu. Türkiye’de gerçekleştirilen devrimlerin, kendi ülkelerinde de uygulanmasını açıkça söyleyenler çoğaldı. Bu akım o kadar insanlığı etkiledi ki, artık birçok ülkede deneysel bilimler ve araştırmalar yer yer Avrupa’yı sollar hale geldi. Etki ve tepki dengesi çok zaman duyguların esiri oldu sanılabilir, ama olaylar ümit kapılarını azaltırken, bir taraftan da aydınlık bir ışık kaynağının ortaya çıkmasına vesile olur diye düşünüyoruz. Bu ışık, Yeni Türk Ruhudur. İçinde Türkiye ateşinin yandığı ve onu sıkıntılardan kurtarma iradesine sahip bir anlayış, bir seziş. İşte bu kitapta Yeni Türk Ruhu’nun peşine düşeceğiz.
